Bu Blogda Ara

24 Eylül 2020 Perşembe

Kahvaltıyı Sevdiren Adam #kahvaltiyisevdirenadam

 ÇOCUKLARA KAHVALTIYI SEVDİREN ADAM..


Çoçuklara kahvaltıyı sevdirmenin yolları sadece Anneler tarafından yapılması gereken bir şey değildir...

Günümüzde belki en zor şeylerden biriside
İştahsız ve yemek yemeyen çocuklara kahvaltı nasıl yaptırılacağıdır?
Sabah kalktığınız andan akşam belki yatacağı ana kadar onu ye, onu iç der durur peşinde koşarız,
Ama o bizimle inatlaşır gibi yapmaz , etmez, yemez, yemez,yemez…
Bu bizde ciddi bir hayal kırıklığı ve stres oluşturur.
Bu noktada işte sizlere yardımcı olacağını düşündüğüm paylaşımlarda bulunmaya çalışacağım,
Böylece çocuklarınızın özellikle günün en önemli öğünü olduğunu düşündüğüm kahvaltıyı nasıl bir zevk ve iştahla yediğini görünce şaşıracaksınız.

Ve bu noktada en önemli detay,
Bunu yapmak için koşul anne olmak değildir, benim gibi bir baba olarakta bunları başarabileceğinizi göstermeye çalışacağım.Temelinde çocuklarının
Mutluluğu için emek harcayan bir birey olmak en önemlisi tabiki..

Dilerim sizlere faydası olur….

Bundan böyle bir birey olarak, ne gibi tecrübelerim varsa buradan sizlerle paylaşıyor olacağım..
Bizler için en zor şey, yemek seçen ve zor yiyen bir çocuk olsa gerek özelliklede söz konusu kahvaltı olunca hep bir uğraşma didinme söz konusudur.
Her halde bende çocukluğumda bu durumdan pek hoşlanmamışımdır.

Bu noktada yapacağımız iş
Öncelikle oluşması muhtemel gergin ortamı yumuşatıp, eğlenceli hale getirmek,
Helikopter
Bu amaçla öncelikle kafanızdaki klasik kahvaltı anlayışından uzaklaşmak şart.
Öyle gelişi güzel hazırlanmış bir kahvaltı; zeytinler, peynirler, reçeller, domates, salatalık vs yi önüne sererek bu işi başaramayacağınız anladığınız ve bu konuda ısrarcı olmak istemediğiniz için muhtemelen bu yazıyı okuyorsunuz.
Özellikle çocuklar kafalarının karışmasını çok fazla sevmezler ve çok fazla seçeneğin olduğu bir yerde hoşlarına en fazla giden ( bu muhtemelen bizim hoşumuza gitmeyen ) şeyi seçip karınlarını tam doyurmadan sofradan kalkmak isterler.
Bu nokta yapacağımız şey işte, Kahvaltı tabağımızı şenlendirmektir. 
Şenlendirmekten kastım her zaman yemesini ısrar ettiğimiz gıdaları onların hoşuna gidebilecek şekilde onlara sunmaktır.
Yelkenli
Sunum Çok Önemlidir  hatta sunum bu konuda her şeydir. Bir şeyin lezzetinden önce sizi onu yemeye ikna eden şey aslında sunumdur.
 İmkanınız var ise bunun için özel tabaklar almanızı öneririm, ama benim gibi evdeki eşyalar ile yapmak isterseniz mümkünse geniş oval tabakları kullanmanız olacaktır.
Bu tabaklar bu konuda sizin hayatını kolaylaştıracak emin olabilirsiniz. Çünkü onun üzerinde çocuğunuzun dikkatini çekecek şeyler ile lezzetlendirilmiş, üçgen kesilmiş bir tost ,yanında da ikiye bölünmüş domates,
yuvarlak tekerler gibi dilimlenmiş salata, sarısının güneş gibi köşede durduğu bir yumurta..
Çocuğunuzun hayal dünyasında şimşekler çakmaya başlayacak ve önce hangsini yemeğe başlayacağını şaşırmasına neden olacaktır emin olabilirsiniz.
Onları bu tip farklılıklarla şaşırtın, yaratıcı olun. Her gün aynı şeyi yemeyi eminim siz de istemezsiniz. Farklı şeyler yemek daha cazip gelir ya da en azından farklı olduğunu algılatın.
Robot
peynir domates ve zeytin salata ve yumurta ile o kadar çok farklı şeyler yapabilirsiniz ki
Bi yerde bu kahvaltı tabaklarının her birinde bir hikaye oluşturmuş oluyorsunuz.. ve daha niceleri..
hayvan şekilleri, ağaçlar, çiçekler, trenler.... ve daha neler neler... üstelik bunları yemesi o kadar keyifli oluyor ki  onlar için.
Çok önemli bir hususta şudur ki,
Çocuklarınıza
Saygı duyun..
Sevmediği şeyi ondan yemesini beklemeyin. Siz yiyin ki o da görsün, bilinçaltına yerleşsin şimdi olmasa bile bir gün mutlaka yiyecektir merak etmeyin.
Mutlaka sofraya ailece birlikte oturun;
Özellikle günümüz koşuşturmacası ve teknoloji bağımlılığı sonrası çocuklarımız ile birlikte zaman geçirmemiz bu kadar zorlaşmışken.
Tüm teknolojik aletleri bir kenara bırakıp, ailece sohbet edeceğiniz yer olan sofralar kurun. Günün sonunda bu sadece çocuklarımız için değil bizler içinde mutluluk kaynağı olacaktır..



Sevgi ile kalın...


23 Nisan

Bizim ev

Araba


Yolda Araba

Bizimkisi bir AŞK hikayesi

 Bir varmış, bir yokmuş. evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellâl, pireler berber iken,,,

Memleketin birinde yakışıklımı yakışıklı, efendi mi efendi , güçlü mü güçlü Mustafa adında yağız mı yağız ertuğrul gibi bir delikanlı varmış.

Bu delikanlı genç yaşta hem yetim hem öksüz kalmış. Ablaları ve abisi ile hayat mücadelesine daha küçük yaşta başlayan Mustafa bazen hayvanlarını otlatmak için köy köy dolaşırmış. Günlerden birgün bir ayaz vaktinde yine hayvanlarını otlatmak için yola koyulmuş. Az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş, sonunda engin güzellikler ie dolu bir köye ulaşmış.   Önce bir çeşme başına geçmiş, o kadar çok susamış gibi bir yudum su içtikten sonra --ohh be cansuyu gibi geldi bana demiş.

Hayvanları tarlada otlanırken Mustafa bir kenardaki bir ağaca sırtını dayamış az biraz bildiği arapçası ile cebindeki Kuran-ı Kerimi cıkarıp başlamış değişik değişik ayetleri okumaya,

- Elif lam , mim ..........Kâlûd’u lenâ rabbeke yubeyyin lenâ mâ hiye, innel bakara teşâbehe aleyna, ve innâ in şâallâhu le muhtedûn....derken çeşmenin olduğu taraftan gelen ahenkli bir ses ile irkilir, ses Mustafa yı çok etkilemiştir. Hemen irkilir , doğrulur ve sese doğru çekingen ama hızlı adımlar ile ilerler, Çeşmenin kenarında yaklaştığında gördükleri karşısında Mustafa nın nutku tutulur,biranda gönlü düşer ve dilansızın çözülür ,istemizce şu mısralar dökülür.

  "Susadım bir yudum su içem diye çeşme başına geldim

Aklım gitti başımdan gözlerim kamaştı nurteninden

Farz etki çölde bir vaha bir deryaya geldim

İnsan nasıl ola etkilenmez mi bu mehpareden

Naçar oldum,belli olmaz mı halimden

Olaydı elimde nar gül uzatıp sana vermeye geldim

Ağzım açsam söylesem ozan gibi bir türkü

Zannımca gönlüm düştü sana bir gül vermeye geldim."


Genç kız az önce söylediği türküyü yarım bıraktı, bir an korktu, acep ne oluyor diye, döndü seslendi heyecanlı bir sesle kendisine bakan gence

- Buyur bir ar zuhalin mi vardı,

- Mustafa sakin olasın güzel kız gönlüm düştü dedi siye, Söylermesin o güzel adını biye .

Kız adını taşıyan bir karaktere sahipti. safi naz yaparak eski türkçesi ile

-sen kimsin hangi miran dansın, mirzan nedir ki sorarsın benim adımı.

Mustafa - iki ablam bir abim var başka kimim kimsem yok benim, ama berhan gibiyimdir evellah der, hüccetü'z- zehran etkilemiştir beni ey güzel.aslında kızında bu yağız delikanlıyı görünce berilmiştir yüzünde bir tebessüm , gönlü düşmüştür bu ilhan gibi delikanlıya, ince bir ses tonu ile

"Delikanlı adım Safiznaz dır,

Yüküm elimde aslında azdır,

Babam suya göndermiştir,

Çok duramam zamanım azdır."

der ve seke seke çeşme kenarından evine doğru koşmaya başlar. Genç arkasından seslensede kız durmaz. Koşarken eve doğru döner ve Mustafa'ya bir daha seslenir.

-" Ayıp olur açık açık söylenmez burdan

Benimde gönlüm düşmüştür sana kordan

Sen zekisin belli anlarsın haldan

Razıyım ben gel iste akşam babamdan... "


Mustafa bu sözleri duyuduktan sonra bir melis gibi ordan oraya zıplamaya koşmaya başlar. Sonra kendisine gelir gelmez hayvanları topladığı gibi eve doğru gider.


Mustafa bugün hayvanları erken getirmiştir. Abisi bir şeyler olduğunu anlar..

-Mustafa hayrola erkencisin bugün der.

Mustafa abisinden utanır nasıl söyleyeceğini bilmez bilemez amma aşk bu söyletir adamı,


"Derler ki, atası anlar halından gencin

Gönlüm sığmaz bir yere hem yer hem gökmenim

Bugün bir güzele düşmüştür gönlüm sevcanım

Gel iste demiştir babamdan istermisin be abim."


Abisi mutlu olmuştur olmasına ama kardeşine belli etmesede yüzüne bir hüzün çökmüştür. Çünkü ne baba vardır ne ana ne elde vardır ne avuçta.Ama kardeşinin üzülmesini istemez.


"İsteriz tabi akşam gideriz birlikte

Doldururuz heybemizi nurgüller ile

Koyuluruz yola ilim irfan bilenler ile

İsteriz Allah ın emri Muhammed in kavli ile"


Akşam olur abisi toplar köyün erdemli insanlarını birlikte giderler Safizan ın evine, Babası aralar kapıyı , araştırmıştır bellidir yoksa açmazdı kapıyı.

Oturlar kahveler içilir ve söze girilir.

- Allah ın emri peygamber efendimizin kavli ile bu iki gencin sevgilerini bir ömür boyu birlikte yaşamaları için kızınızı oğlumuza isteriz demiş abisi.

Kızın babası şöyle bir sözmüş misafirleri baştan aşağıya, hikaye buya Mustafa ve Safinaz ın heyecandan pırpır eden kalplerinin sesi neredeyse iki kapı ötedeki evden duyulur olmuş. derken söze başlamış


"Hoş geldiniz şeref verdiniz fakirhanemize

Biraz ani oldu ama gençler sevmiş bir kere

Sordum sual ettim konu komşu ileri gelenlere

Dediler kız verilmez mi böyle meyra gibi gence,, "

sözün özü verdim gitti demiş.

Ortalık halay yerine dönmüş bir anda. Herkes mutlu, herkes neşeli, Mustafa büyük bir zafer kazanmış komutan edası ile tüm heybeti ile gidip büyüklerinin elini öpmüş ve hayır dualarını almış.

Gel zaman git zaman Mustafa ve Safinaz ın mutluluklarının altıncı.simgesi çocukları dünya gelmiş. Gökhan adını koydukları bu çocuk büyüdükçe aile olmanın kıymetini nasıl anlatacağını bilemediği için her türlü yolu deniyormuş. 

Kıssadan hissemiz, Hikayem yarı gerçek yarı hayal ettiklerim ile ama çokça da sevdiklerim ile dolu. Sizi çok seviyorum çok seveceğim, Hep birlik , beraberlik ve kocaman bir aile olarak kalalım , kalmak dileğiyle..

Ne olur birbirimizi kırmayalım, arayıp sormaya çekinmeyelim utanmayalım. Bu büyüktü, bu küçüktü demeyelim,


-Mutluluk ve huzur yer göksu gibi aksın önünüze her daim eymen olsun haliniz , olur ya olursa bir arzuhaliniz , Ben burdayım herdaim biliniz....



-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

*Miran:  Farsça kökenli olup, "Beyler" anlamını taşıyor. Kürtçede "beylerbeyi"anlamına da gelmektedir. Ayrıca iyi insan anlamına gelen bir erkek ismidir

*Mirza : 1. Emiroğlu beyi, hükümdar soyundan gelen. 2. Doğu Türk devletlerinde asalet unvanı. 3. Dubb-i Ekber yıldız kümesindeki parlak yıldız.

*İlhan ;  1. Hükümdar, imparator. 2. Eskiden Moğol İmparatorlarına verilen san.

*Berhan ; Han soyundan, Hanla ilgili, han üzerine.. (Han=Hakan)

*Eymen : talihi ifade etmektedir. Şansı bol olan, talihli kişi anlamında kullanılmaktadır.

*Meyra :güzelliği ve aklıyla çevresini aydınlatan kimse anlamında

14 Mayıs 2020 Perşembe

OMUZLARINDAKİ YÜK... Anneler gününe özgü

ŞİMDİ OMUZLARINDAKİ YÜKÜ HAFİFLETEBİLİRİM..

Doğduğumda farkinda değildim belki ,Çocukken aklim ermiyordu , birden BABAMDA olmuştun ya!!! belki ondandir dedim.
Çokta  haylazdim ki sorma gitsin. 
Ama ne olsa sana siğinirdim. 
Benim sakin limanim , 
benim beni benden koruyanim , 
soğukta ıisitanim , 
açken doyuranim , 
korkarken korkmayanim 
sendin ya, ben ne anlardim ki , 
oysa sendin hep sol yanim.
Ben yük taşimazdim , nasilsa bilirdim sendin beni omuzlarda taşiyanim. 
Öyle bir şeydin ki sen, bana ağlama der ,uykuya dalinca benim yerime ağlayanim.
Nasil bir şeydin sen , ağlama görevimi bile benim yerime taşiyanim.

Sonra aylardan Şubat ti , günlerden Cuma , yanilmıyorsam 1 iydi ayin. 
Gelmişti Anne artik seni anlama zamanim. 
Gözlerini dünyaya açtiğinda , ağlayan bir çocuğun  
bir daha hiç ağlamadan hep gülmesi için çalişmanin
ve onun yerine ne demek olduğunu ağlamanin, 
anlamak için çok yük bindirmişim Annem senin omuzlarina sanirim.  

Şimdi OMUZLARINDAKİ YÜKÜ HAFİFLETEBİLİRİM ANNE. Çünkü artik seni sen gibi anliyorum.
Beni affet olur mu anne.  Kendi yerime seni ağlattiğim için , hayatı sana omuzlattirdiğim için.
Hala biliyorum , büyümedim ve aklim ermedi, çünkü seni görünce BEN ÇOCUK OLUYORUM. 
Sana söz versem tutamam belki biliyorum ama inan Anne seni kendimden ÇOK SEVİYORUM.

13 Nisan 2020 Pazartesi

İstanbul'dan Antep'e


İstanbul’dan Antep’e



3 arkadaş karar verdik. Türkiye’nin damak lezzeti konusunda zirvesi olan Gaziantep e gitmeye. Öncelikle bir plan kurgulanması gerekiyordu.
Ne zaman gideceğiz,
Neyle gideceğiz,
Neler yapacağız,
Ne zaman döneceğiz…
Bu 4 soru tüm seyahat planının şekillenmesi için yeterli soruydu.

TAVSİYE LİSTESİ
Mevsimine göre giyinin,
Gezi amaçlı ziyarette mutlaka spor ayakkabı yada ayağınızı yormayacak ayakkabı giyin
Bir sırt çantası alın elleriniz serbest dolaşın
Mutlaka çok azda olsa bir miktar nakit paranız cebinizde olsun
Telefonunuzun şarjına dikkat edin ,şarj aleti ve/veya powerbank iniz yanınızda olsun


Öncelikle Antep e ne zaman gidilir sorusunun gezinizin beklentilerinizi karşılaması açısından son derece önemli bir soruydu ve mümkünse bu soruya vereceğiniz cevaba göre hareket etmek çok önemli olacaktır.
Şimdi bu aşamada meteoroloji sayfalarını açıp yada diğer internet sitelerinden kopyala yapıştır yaparak sizlere böyle içerisinde matematik bulunduran cevaplar yazmakta mümkün ama oraları bilen oralarda az çok yaşamış kişilerden bilgi edinmek bence en güvenilir bilgiye ulaşmanın en kısa yoludur.
Dolayısı ile Antep yazları çok sıcak kışları da özellikle geceleri çok soğuk olan bir yer olarak aklınızda kalsın. Dolayısı ile İlkbahar ve Sonbahar mevsimi ayları Antep i gezmek için en güzel zamanlardır. Ancak derseniz ki, Antep fıstığının hasat zamanına göre ben gidip gezmek istiyorum o zaman doğru tercih Sonbahar aylarıdır ki, Eylül , Ekim ve Kasım son derece iyi zaman dilimleridir.

Peki neyle gideceğiz; Aslında bu soru orada ne yapacağınız yada ne kadar zaman geçireceğiniz ile doğrudan ilintili bir sorudur. Biz tercihimizi günübirlik damak lezzet durağı olarak tercih ettiğimiz için ilk ve tek tercihimiz olan Uçak ile seyahat etmeyi planladık.
İstanbul Anadolu yakasında oturuyorsanız Sabiha Gökçen havalananın yakınında günübirlik nispeten güvenli ve korunaklı otoparklara günün istediğiniz saati arabanızı bırakıp oradan havalananın transferinizi gerçekleştirip Uçuşunuzu gerçekleştirebilirsiniz.
Otoparkları internet te çok rahat araştırıp bulabiliyorsunuz. Bir alışveriş merkezinin otoparkını kullanmıştım ben.
Eğer birkaç gün kalırım , Antep i ve çevre illeri de gezerim diyorsanız kendi aracınız ile de gidebilirsiniz ama yine tavsiyem Uçak ile seyahat edip havalananında yada şehir merkezinde güvenilir bildik markalardan araç kiralamanız yönünde olacaktır. Seyahatinizi hafta içi planladığınızda nispeten daha uygun fiyatlı uçuş ve araç kiralama imkanınız bulunmakta.

Antep e gittik ama orada neler yapacağız; Bizim tercihimizi yukarıda belirtmiştim, öncelikle tüm lezzet duraklarını gezip oralarda tadabildiğimiz kadarını tatmaktı. Bu amaçla Uçaktan inip şehir merkezine vardıktan sonra bi yeme ve gezme planı oluşturmanızda fayda var. Örneğin, Sabah kahvaltısını nerede yapacaksınız, Kahvaltıdan sonra nereyi gezeceksiniz, Öğlen neler yiyeceksiniz, Bir kahve molası nerede vereceksiniz, Alışverişinizi nerede yapacaksınız, akşam yemeğini yine nerede yiyeceksiniz gibi bir plan oluşturmak inanın seyahate 1-0 önde başlamanızı sağlıyor. Detaylarını aşağıda göreceksiniz.

Son olarak gittik, gezdik ,yedik , içtik şimdi geri dönme vakti geldi ( mi ) bu sorunun cevabı yapacağınız plana ne kadar sadık kaldığınız ile alakalı. Dolayısı ile plan yapmak ve ona sadık hareket etmek işlerinizi kolaylaştırıyor. Günü birlik ziyaret te tüm lezzetleri tatmak pek mümkün olmuyor ama tüh keşke şunuda yapsaydım diyeceğiniz pek fazla bir şey kalmıyor, Kalanlar ise zaten Antep e bir daha gelmek için bahanemiz oluyor. J Ama emin olabilirsiniz ki, Sabah 07:00 da İstanbul dan uçup Antep e gezip akşam 21:00 uçağı ile geri dönmek mümkün.

Sabah 5 te arabamı otoparkta araç giriş ve çıkışının az olduğu ve etraftan da kolay görünebilen alt katta bir yere park ettim. Arabamın sağının solunun resimlerini çekerek Park görevlilerinin yanına geçtim.15 dakika içerisinde transfer aracı geldi ve havalananına benim gibi başka misafirleri de bıraktı.
Burada arkadaşlarım ile buluştum.  Uçağımız sabah 07:00 da idi. Uçuş zamanında gerçekleşti ve Antep havalananına indik. Havaş ın otobüsleri uçuş saatlerine yakın saat dilimlerinde havalananından Şehir merkezine gitmekteler. Şimdi geri dönüp baktığımda minimum 3 kişi için Otobüs ile şehir merkezi – Orada zaman zaman taksi kullanımı – Otobüs ile şehir merkezinden havalananına otobüs ile geri dönüş için harcadığımız para günü birlik araç kiralama ile aynı fiyat ancak aracı kiraladıktan sonra yaktığınız yakıt ek bir maliyet oluşturuyor. Bunu da zamandan kazanç ve konfor olarak düşünürseniz bence araç kiralamak çok daha akılcı bir yöntem gibi geliyor.
Havaş otobüsü ile 45 dakikalık bir seyahatten sonra şehir merkezine geldik. Öğretmen evi durağında indiğinizde Şehit Kamil ilçesinde yani şehir merkezindesiniz demektir.  Antep te sabah ya ciğer yenir ya beyran çorbası sözü üzerine biz tercihimizi iksinden de yana kullandık J Normal bir kahvaltı yapmak istiyorum diyorsanız Öğretmen evinin oradaki restaurant ı tavsiye edebilirim. Ama bence Beyran çorbası süper olur.
3 kişi olmanın avantajı burada ortaya çıkıyor. Tüm lezzetlerden tadabilmek adına bölünebilen tüm lezzetleri 1 er tane alıp 3 e bölüyorsunuz ve böylece tüm lezzetlerden ister tadımlık ister doyumluk yeme şansınız oluyor. Günün başlangıcı olduğu için azar azar yiyelim hepsini yiyelim diye 1 ciğer söyleyip 3 e böldük. Ciğer konusunda mekan tavsiye etmiyorum çünkü bana göre hepsi aşağı yukarı aynı lezzeti sunabiliyor. Ama Beyran çorbası konusunda Metanet gerçekten tek geçilecek bir mekan. Biraz ara sokakta ama KESİNLİKLE UĞRANMASI GEREKEN MEKANLAR LİSTESİNDE yer almaktadır.
Metanet lokantasında bizim gittiğimiz dönemde Kredi kartı geçmiyordu bilginiz olsun. Bol acılı olarak servis ediliyor ve öylede yemenizi tavsiye ederim. Ama Yaz günü giderseniz sabahın o saatinde bol acılı çorba pek hoşunuza gitmeyebilir. Sonbahar veya kış ayları alternatifsizdir.
Burada servis için çok fazla beklemiyorsunuz dolayısı ile maksimum 1 saat burada vaktiniz geçer yada geçmez ,buradan çıkıp doğrudan bakırcılar çarşısının başından sonuna aşağıya doğru yavaş yavaş aheste aheste gezmeye başlayabilirsiniz. Tavsiyem esnafın neredeyse hepsi konukseverdir ama orta yaş üstü esnafın muhabbeti sizleri daha fazla saracaktır. Hele ki sabah saatleri henüz hareketlilik başlamamışken bir muhabbette başlarsanız size eski Antep zamanlarından bahsetmeye başlar ki, değmeyin keyfinize. Muhtemelen burada birkaç bakır tava , cezve vb. alışveriş yaparsınız zaten. Satın aldıklarınızı yanınıza almanıza gerek yok, Akşam çıkarken alacağım deyin , öyle bir kenarda sizleri akşama kadar bekletir esnaf akşam dönüşte de ayak üstü bir selamlaşır bi vedalaşır eşyalarınızı alır çıkarsınız. Böylece kalan zamanız boyunca eşyalar ile gezme düşüncesinde de derdinden de kurtulmuş olursunuz.
Bakırcılar çarşısının etrafında gezilecek çok yer vardır, Bedestenler , eski tarihi camiler, Antep kalesi vb.
Gezmeye mola verip iki tercihte bulunabilirsiniz. 1.cisi bi Tahmis kahvesi molası , ki KESİNLİKLE UĞRANILMASI GEREKEN MEKANLAR listesindedir ve tavsiye ederim. Mekanın atmosferi , kahvenin güzelliği 10 numara. 2.cisi ki bunu da kesinlikle tavsiye ederim. Zekeriya Usta da bir KATMER yemek.

Arkasından gezmeye tekrar devam edebilirsiniz. Antep şehir merkezi günü birlik gezi için son derece elverişli bir yer netice itibari ile.Öğleden sonramızın büyük bir kısmını Almacı pazarında baharatlar ve sakatlar kokusu arasında geçirebilirsiniz. Özellikle Antep e özgü acı biberler , kurutulmuş sebzeler , çeşit çeşit peynirler ve sezonunda Antep kuru yemişlerinden dilediğiniz kadar pazarlık yaparak alabilirsiniz. Yine dilerseniz bunları oradan Kargo ya verilmesini sağlayabilir yada yanınıza alabileceğiniz şekilde paketlettirip gezinizin sonunda alıp Uçakla beraber yanınızda getirebilirsiniz. Yazının başında tavsiye edilenler listesinde yazdığımız gibi bir sırt çantası yanınızda var ise onuda kullanabilirsiniz.

Öğleden sonra çokta akşama kalmadan Akşam yemeğiniz için iki mekan önerebilirim, 1.cisi İmam Çağdaş 2.si Halil Usta
Her ikisininde lezzet konusunda son derece başarılı olduğunu söyleyebilirim. Ama tatlı konusunda İmam Çağdaş muhteşemdir. Gerçi fiyatları bana biraz yüksek gibi gelse de bir HAVUÇ dilimi baklava mutlaka tatmalısınız.
Yine 3 kişi olmanın avantajını bu mekanlarda da kullanabilirsiniz. Patlıcan kebabı, Ali nazik , Lahmacun, Küşneme gibi lezzetlerden 1 er adet sipariş verip hepsinden kendi tabağınıza alarak hepsini ayrı ayrı tatma imkanınız olacaktır.
:
Günün sonunda mekanlardan almış olduklarınızı toparlamak için bu noktalar uğrayın eşyalarınızı yanınıza alın Havaş otobüs durağına gidin ve Otobüse binerek havalananına geçin. 21:00 daki uçak için Şehir merkezinden 18:00 / 18:30 gibi ayrılmak bi aksilik olmaz ise fazlası ile yeterli olacaktır.

Havalananında indikten sonra ring aracı ile aracınızı bıraktığınız otoparka geçip arabanıza binip evinize geçebilirsiniz. Günün sonunda sanki İstanbul de bir mekana yemek yemeğe gitmiş dönmüş gibi olacaksınız, ama çok ama çok fazla anı biriktireceksiniz. Ben anılarımı burada yazmadı çünkü odak noktam buraya gideceklere referans olabilecek faydalı bilgileri paylaşmaktı. Soracağınız sorularınız olur ise yorum kısmına yazmanız yeterli.
Bu gezi için tahmini bütçeniz ( uçak bileti maliyeti belirleyici olmakla birlikte ) kişi başı 100$ civarında olacaktır. ( Yazının yıllar sonrada maliyet bilgisi geçerliliğini yitirmesin diye döviz cinsinden belirttim. ) bir miktar aşağı yada sonsuz derece yukarı çıkmak tamamen sizin elinizde..

Antep muhteşem lezzetler diyarı…


9 Nisan 2020 Perşembe

Yeni Toyota Corolla

Yeni Araba Yeni Toyota Corolla

Uzun yıllar sonra yeniden merhaba
2011 yılında bir heyecan ile başladığım blog yazarlığına hayatın akışının farklı yönlere sürmesinden dolayı devam edememiştim, Şimdi tekrar yazmaya , insanlar tecrübelerimi yaşanmışlıklar üzerinden anlatmaya ve belki de hep 1 adım önde olmalarına katkı sağlamak için karar verdim.
Çünkü bilmediğimiz her konuda ilk yapmak istediğimiz bilmek oluyor. Bilmek içinde araştırma yapmak istiyoruz. Güvenilir kaynak bulmak ise bu konuda en büyük dezavantaj olarak karşımıza çıkıyor.

1.numaralı kural elbette güvenilir kaynaklardan bilgi edinmek olmaldır. Bunun içinde google sağolsun blog yazarlığında zaten yeterince sağlam bilgiler ışığında izin verdiği için bu yazıların güvenilir olduğunu düşünüyorum. Ama burada şöyle bir tespit yapmakta fayda olacaktır. Blog yazarlarıda yüksek oranda kendi bilgi ve düşüncelerini paylaştıkları için bunları okudukça kendi kararlarımızı kendimizin vermesi gerektiği gerçeğidir. Yani yazılanlar bizler için bağlaycı hükümler olmamalıdır. Benim yazdıklarımda bir kurum , kişi veya olguları kişisel olarak değerlendirmedir ve kimse için bir yatırım kararı veya bağlayıcı bir özelliği yoktur olmamalıdır.

Bu girizgahtan sonra gelelim konu başlığımıza

Yıllarca hayal kurarsınız bir evim bir arabam olsun diye bunun içinde uzun yıllar çalışırsınız. Çalışmanızın karşılığında elde ettiğiniz birikiminiz artık sizin gözünüzün nuru gibidir. Ve bunun boş yere harcanmasına yada yok olup gitmesine tahammülünüz yoktur. Çok ince eleyip sık dokursunuz. Benimki de tam öyle oldu işte.
2013 yılında ilk kez ikinci el bi araba aldıktan sonra bu arabamı satım 2014 model başka bir araba almıştım. Aldığım bu arabayı 2019 yılında satıp hayallerime kavuşabilmek için ilk kez 0 km bir araba almak için araştırmalarıma zaten uzun yıllardır başlamıştım ama iyici hız verdim. Arabası geçen 3 aylık bir zaman dilimi sonunda kararımı Toyota Corollo olarak verdim.

Her tecrübemde sabit olduğu gibi burda da çok sabit olarak ortaya çıkan gerçek şu ki, araba almak kolay ama seçmek zordur. Onun hız, bunun devri, onun arıza oranı, bunun servis bakım maliyeti, onun km de harcadığı yakıt, bunun vergisi falan der karşılaştırır durursun.
Benim için bu aşamada ve içinde bulunduğumuz zaman diliminindeki ekonomik koşulları dikkate aldığımda en önemli kriter araçların Servis arıza oranlarıydı ( SAO ) bu bakımdan yaptığım gerek İnternet siteleri araştırmaları , gerek birebir bayi ve galeri gezmelerinde gördüğüm ve duyduklarımdan yola çıkarak şunu net bir şekilde ifade edebilirim ki, TOYOTA orta sınıf içerisinde Türkiye koşullarında Servis Arıza Oranları bakımından en iyi performansı gösteren araçların içerisindeydi. Tablo ve İnternet kaynağı doğrudan paylaşmak istemiyorum ( telif veya reklam amacı gütmemek için ) ama arama motorlarına "Arabalar için en düşük servis arıza oranı" yazıp bakarsanız neredeyse gireceğiniz tüm siteler bu bilgiyi doğrulayacaktır. Bir diğer sağlama yöntemi ile yakın çevrenizde bu marka arabası olan kişi veya onların tanıdıkların olanlardan alacağınız geri bildirimler olacaktır. Yakın çevremde bu markayı kullanan 5 kişi vardı ve hepsinden tam anlamı ile birer onay mesajı almıştım. Bende bunun sonucunda konfordan biraz taviz, yakıt ekonomisinden biraz taviz , servis bakım maliyetlerinden biraz taviz vererek Toyota Corolla almaya karar verdim.

Bu anlamda 3 aylık bir süre zarfından aracımı kullanıyorum. Aracı bayiden alma sürecim ile ilgili olarak ortaya çıkan gerek bayi gerek marka problemleri ayrıca paylaşacağım yani araba marka olarak ne kadar kaliteli ise satış süreclerininde bi o kadar kaliteli olması lazım. Bu hususa dediğim gibi bir sonraki yazımda değineceğim. Ancak şu aşamaya kadar almış olduğum Toyota Corolla 1,6 Vision Multidrive S aracımdan memnuniyet seviyem 10 üzerinden 8 seviyesindedir. Tabi bu fiyat /fayda ilişkisi dikkate alınarak yapılan bir değerlendirmedir. Genel değerlendirmeleri sonrasında detaylı olarak paylaşacağım.
Şimdilik hoşça kalın

Sevgiyle kalın
Sağlıcakla kalın....