Bu Blogda Ara

18 Ocak 2011 Salı

Güzel GEMLİK , Deniz ve Zeytin ( gezi yazısı )

Aslında daha önce birkaç kez Gebze dışına çıkmıştım hatta neredeyse her sene canım güzelliklere sahip memleketimize de gideriz yazları birkaç ay kalır geri döneriz, ama ilk kez başka bir yere başkaca hiçbir amacı olmadan sadece gezmek için evet sadece gezmek için babam bizi Şirin bir körfez ilçesi olan dünyaca ünlü Zeytin leri ile meşhur Gemlik e götürmeye karar vermiş.Önce oturduğumuz semte Çayırova da eskiden kalma bayram ziyaretlerini bitirdik öğlenede doğru ziyaret edeceğimiz eş dost akraba kalmayınca Babam hadi gidelim dedi.
            Amcam ve Babam önde ben , annem , kardeşlerim ve babaannem arkada yola koyulduk.Daha Çayırova köprüsünden E-5 istikametine girdik ki başladı bizimkiler yine Vapur lamı karşıya geçsek yoksa Körfezi mi dolaşsak diye.Malumunuz Gemlik Marmara denizine kıyısı olan bir ilçe ve denizin öbür kıyısında.Ya arabalı Vapur ile karşıya geçeceğiz yada yolumuzu 80 km uzatıp körfez manzarası eşliğinde İzmit – Gölcük – Karamürsel – Değirmendere – Yalova – Orhangazi güzergahından Gemlik e ulaşacağız.Zannederim amcam araba kullanmayı çok sevdiği için bizimkileri laf cambazlığı ile kandırdı ve Arabalı Vapur a dönmemiz gereken Darıca kavşağına dönmeden düz devam etti.- Neyse dedi Amcam sinsi sinsi dönüşte artık Deniz havası soluyarak geliriz…-Ben arabanın dikiz aynasından görüyordum oysa alttan alta gülüyordu amcam.O gülünce bende gülüyordum tabi.
Bir taraftandan bizimkileri biraz zügürt tesellisi ile kandırıyordu galiba.
            -Ya 55 bin lira verilir mi şimdi feribot a ben körfezi gidiş dönüş 55 bin liralık mazot ile gider gelirim diyordu.            Arabasının ne kadar tasarruflu olduğundan dem vuruyordu.Bizimkilerde iyi o zaman dönüşte arkıt feribot u kullanırız TOPÇULAR iskelesinden biner ESKİHİSAR da ineriz diyorlardı.Bu konuşmalar esnasında biz Otobana girmiş Türkiye nin ilk çimento fabrikalarından birisi olan NUH ÇİMENTO fabrikasının önünden geçiyorduk.Şimdi sayıları neredeyse yüzlerce ifade edilecek olan Çimento fabrikalarının ilklerinden bir tanesin yıllar önce Hereke civarında deniz kenarında limanı olan bir yere kurulmuş.Liman kenarında kurulu olması sanırım ona Gemi taşımacılığında büyük bir avantaj sağlıyor olacak.Yolda annem in bizim memlekete özgü tarifler ve kendi el emeği ile yaptığı gözlemeleri yemek için sabırsızlanan kardeşimin – Anne karnım aç demesi sanki hepimizin yüz metre koşusuna başlamak için verilen start emri gibi – evet benimde – evet benimde dememize neden olmuş Annem de çantayı açarak sırayla hepimize kağıt peçetelere sararak bir tane gözleme vermesi ile midemizdeki açlık yangınını bir müddetliğine sönmesini sağlamış oldu.
            Dakikalar sonra körfezi dönmüş Gölcükte bulunan Donanma komutanlığının önünde geçerken 1997 deki büyük depremi hatırlayan Babamın ve Amcamın bir an hüzünlendiğini görmüştüm.O yıl 17 Ağustos ta olan depremde şuan üzerinde geçtiğimiz ilçeler çok ama çok büyük hasarlar almış , büyük kayıplar ve büyük acılar yaşamıştı.Halen bile evlerin duvarlarında o günün izleri var gibiydi.Gölcük ten tam çıkmak üzereydik ki Karayollarının yol genişletme çalışması nedeniyle uzunmu uzun bir trafiğe yakalanmıştık. Tam da amcamın sevdiği şeydir yani uzun trafik kuyrukları ya !!! Amcam bir öfkelendi bir öfkelendi ki sormayın.Neyse ki bu öfke buhranını çok uzun yaşamadık birkaç km sonra yol açıldı ve biz eğer feribot ile karşıya geçmiş olsaydık ineceğimiz nokta olan TOPÇULAR iskelesinin önünde geçiyorduk.Tam bir saat 17 dakika sonra.Amcam daha erken gelirdik te bakmayın yolları gördünüz falan diyerek sanki bir hatanın üstünü örtmeye çalışıyordu.Ama ortada bir hata yoktu ki.Sanırım bizlerin aklının feribot yolcuğunda kaldığını düşünüyordu.Yalova – Orhangazi derken bir yokuştan aşağı doğru indik ve Trafik ışıklarını gördüğümüzde aynı zamanda Gemlik ve Gemlik körfezinide görür olduk.Babam amcama ışıklardan sağ a dönmesini söyledi.Işıklardan sağ tarafa döndükten 500 metre sonra Gemlik in içine girer girmez bir arabayı kenara çekmesini söyledi babam amcama,amcam da çekti,Telefonu eline aldı.Bir kaç saniye sonra – Dayı nasılsın dedi.Kısa bir konuşmanın ardından Baba mın dayısının Gemlik te oturduğunu öğrenmiş oldum.Babam pek bahsetmezdi böyle şeylerden.Bir dayısı olduğunu biliyorduk başka diyarlarda ama  bu diyarın Gemlik olduğunu bilmiyorduk.Bir kaç dakika sonra Babam ın dayısı arabayı park ettiği yere geldi.O da çok ama çok şaşırmıştı bizi gördüğüne.Sevindi hepimize tek tek sarıldı.
            Dayımla birlikte oturduğu eve giderken dikkatimi evlerin  dikdörtgen şeklinde çok katlı enine küçük genişliğine uzun olduğunu fark ettim.Tam babama nedenini soracaktım ki Babamın dayısı – Buradaki neredeyse bütün evler böyle yiğenim dedi.Zamanında böyle küçük parsellere ayrılmış.Nüfus artınca ev ihtiyacını karşılamak için küçük ama çok katlı binalar yapılmış.Dayım diyeceğim artık babamın dayısı yani,bizi evinde çok güzel ağırladı.Gemlik zeytininin özelliklerini anlattı,Mesele aslen 3 tip zeytin olduğunu ve genelde piyasada bu 3 tip Zeytin in 2.ve 3.tiplerinin bulunduğunu 1.tip zeytin in ise üreticiler tarafından ya kendilerinin tüketmek için ayırdıklarını yada hatırı sayılı zengin müşterilerine ayırdıklarını öğrenmiş olduk.Sonrasında Gemlik sahilinde bir çay ocağında biraz temiz hava almaya götürdü dayım bizi.Uzun uzun sohbetlerin ardından gece karanlığı çökmüş Babam dayımdan müsaade istemişti.Tek tek hepimiz ile vedalaştıktan sonra geri dönüş yolcuğumuz başlamıştı..Akşam saat 22 sularında Topçular iskelesi önünden geçerken Amcam zaten hava karardı bu havada denizde bir şey göremezsiniz deyip Topçular kavşağından dönmeden dümdüz yola devam edince iyice anladım Amcamın ne kadar çok araba kullanmayı sevdiğini.Yanlızzz oda bizde çok pişman olduk feribot ile dönmediğimize.Çünkü kardeşimin içindeki dayanılmaz inatçılık duyguları çok baskın çıkmış ve yol boyunca ağlayarak – anne baba feribota binelim ben feribot ile dönmek istiyorum diye eve gelene kadar ağlamıştı.- Tabi amcam da az inatçı sayılmaz hani. Oda inat etti feribot a dönmedim.Babam da arada kaldı ne amcama bir şey diye biliyor nede kızına.Arada bir tamam kızım sus ben seni götürcem desede nafile.Çok şükür ÇBS fabrikasını gördükte Çayırova yol ayrımının yaklaştığını anladık ve derin bir nefes alıp Allah ım sana şükürler olsun dedik.
            Ömrüm boyunca unutamayacağım hayatimın bu ilk gezisinde Gemlik gibi ülkemizin meşhur bir yerine görmüş olmak beni çok mutlu ettiği için önce Babama sonra amcama çok teşekkür ettim.Hepinize eğer yolunuz Gemlik e düşerse sahildeki çay bahçesinde oturup bir çay içmenizi şiddetle öneririm.

Hiç yorum yok: